Ana içeriğe atla

2gether: The Series (2020)

2020’nin en popüler Tayland dizilerinden biri 2gether. Bu defa olay mühendislik fakültesinde okuyan öğrenciler arasında geçmiyor ancak yine üniversite öğrencilerinin hayatlarına bakış atıyoruz diziyle. Ana karakterimiz Tine’ın, bir grup kızla koşturduğu sahneyle giriş yapıyoruz seriye. Hemen ardından tüm koşuşturmanın diğer ana karakterimiz Sarawat’a ulaşmak için olduğunu görüyoruz.

Her şey, bir miktar ısrarcı olan Green’in, ana karakterimize yazılmasıyla başlıyor. Tine, üstündeki bu yoğun ilgiden hoşlanmıyor ve Green’den kurtulmak için, kendine yalandan kız arkadaşı bulmak gibi çeşitli yollar arıyor, ancak kızlardan hoşlandığını belirtmesine rağmen yöntemleri bir işe yaramıyor. Tine’ın oldukça zeki arkadaşları, eğer okulun adeta yıldızı olan, fanların etrafında fır döndüğü Sarawat ile çıkarsa, Green’in cesaretini kaybedip geri adım atacağı fikrini ortaya koyuyorlar.

Dizinin konusu orijinal değil. Tine, Sarawat’tan erkek arkadaşı gibi davranmasını istiyor ve olaylar gelişiyor. Ne var ki, klişeleri seviyoruz. Ana karakterlerimizin de oldukça tatlı çocuklar olması, sanıyorum ki diziyi bu kadar izlettiren önemli sebeplerden. Ben de diziyi sıkılmadan izledim. Yan karakterler de oldukça eğlenceliydiler, hikayelerini izlemek ilginçti. Yaptıkları doğru olmasa da Green'in diziye kattığı renk tartışılmaz. Sarawat'ın arkadaşları da hemen sevebileceğiniz tipler. Ayrıca Sarawat ve Tine dışında İki çiftin hikayesini daha görüyoruz.


Dizide renkler gerçekten hoşuma gitti. Kendimi o üniversite ortamında olmak isterken buldum. Belki derse girdiklerinin asla gösterilmemesindendir 😔, belki de karantinadan ve kıştan sıkılmış olduğumdandır ancak dizide bu yönde bir samimiyet vardı. 

Artık spoilerdan kaçınmadan olumsuz yönlere değinmek istiyorum. Son bölümlerde sırf ana karakterleri ayırmak için ortaya Pam’in atılması can sıkıcıydı. Olay çok gereksiz büyüyor. Sarawat karakter dışına çıkıyor ve kendi gibi davranmıyor. Tansiyonu yükseltmek istemelerini anlıyorum, ancak çok daha iyi bir şekilde yapılacağına inanıyorum. Hadi illâ böyle olsun dediniz, o zaman geri dönüşlerini daha romantik, daha duygusal yapın da rahatlayalım. Tine'ın kendine güvenmemesinin üstü çabuk kapatılıyor, en azından Sarawat ile bu konuyu konuştuklarını görmek isterdim. Ayrıca high five resmen travma yarattı izleyicide… Çok sevdiği Tine sonunda ona geri dönüyor ama Sarawat'ın odağını daha çok yarışma üzerine vermişler. Bu yüzden olsa gerek hiç de romantik gelmedi bu barışma sahnesi.

Senaryoda karakterlere dair yanıtlanmayan, geçiştirilmiş çok kısım var. Bu da onları ve motivasyonlarını anlamayı zorlaştırıyor bence. Tine bir türlü derinleşmiyor; ancak son bölümlerde düşüncelerini, neyi neden yaptığını anlıyoruz. Tine’ın uzun süre Sarawat’ın hislerini anlamaması da yok artık dedirtmedi değil. Belki anladığı, ancak güvensizliği yüzünden inanmaya zorlandığı ve duygularını bastırmaya çalıştığı gibi bir temele kurabilirlerdi.


Bunların yanında oturup ara vermeden izlediğimi söylemem gerek. Karantina günlerinde zaman geçirmelik, arada açıp farklı bölümlerine göz atmalık bir dizi olmuş. Sizleri, dizi boyunca bu hareketten başka bir şey yapmayan cheerleader takımıyla uğurluyorum!



Türkçe altyazı seçeneği bulunuyor. 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Haikyuu!!

Yazıya başlamadan önce söylemek istediğim bir şey var: Eğer spor animelerini seviyorsanız gidin Haikyuu!! serisini izleyin, eğer bu tarz animelerin çok da büyük fanları değilseniz, yine de gidin izleyin. Elbette mangayı okumak da isteyebilirsiniz, şunu söyleyebilirim ki Haikyuu!! animesinin, özellikle ilk üç sezonu, hem animasyon açısından, hem de mangayı adapte etme bakımından oldukça başarılı. 4. sezonda animasyondaki sıkıntıları gördüğüm zaman biraz canımı sıkılmıştı, bunun sebebi ise kesinlikle ilk üç sezonda şımartılmış olmak sanıyorum ki. Üçüncü sezondan sonra animeyle birlikte mangaya geçiş yapılabilir diye düşünüyorum. Zaten anime sezon sezon geldiği için, bitmiş olan mangaya henüz yaklaşmış durumda değil. Peki bu Haikyû!! serisini bize bu kadar sevdiren şey ne? Benim öncelikli cevabım karakterler olacak. Ortaokula giden Hinata’nın, voleybol hakkında hiçbir şey bilmeden, ancak bir lise öğrencisini ekranda görerek, büyük bir tutkuyla voleybol oynamaya başlamasıyla hikayeye başlı

Dark Blue Kiss

Dark Blue Kiss, üç sezondan oluşan dizinin son sezonu. Birçok kişi, önce bu sezonu izliyor ancak dizideki karakterlerimizin hikayesi aslında ikinci sezonda başlıyor. Şöyle ki Kiss, Kiss Me Again ve Dark Blue Kiss olmak üzere üç dizi var; ancak Dark Blue Kiss'teki hikayeyi anlamak istiyorsanız Kiss Me Again'in, resmi Youtube kanalında paylaşılmış olan Pete&Kao kesitlerini izlemeniz yeterli olacaktır. Yok, ben hepsini izlerim diyorsanız, söylemem gerekir ki, Dark Blue Kiss'teki Pete ve Kao, ilk sezonda neredeyse hiç görünmüyorlar ve kronolojik hikayeleri de önce 2. sezon, sonra 1. sezon ve en son Dark Blue Kiss olarak ilerliyor. Fanlar arasındaki popülariteleri sayesinde, en sonunda başrol oldukları bir sezon almışlar kısacası.  Gelelim hikayeye, öncelikle 2. sezona dair her şeyi söyleyeceğim, o yüzden eğer diziye başlamaya hevesliyseniz, üç bölümden oluşan kısmı hemen gidip izleyin. Dark Blue Kiss'in ilk bölümünden, Pete ve Kao'nun üç yıldır beraber olduklarını a

At the End of The Road

At the End of The Road ya da diğer adıyla What Lies At The End, benim okumaktan en çok keyif aldığım webtoon. Ara sıra birkaç bölümünü okumak için açar, sonra dayanamayıp baştan okurum. Açıkçası hikaye aşırı profesyonel bir şekilde yazılmış, daha doğrusu bitirilmiş değil. Zaten çizerimiz, webtoon’un sonunda ekstra bölümlerle eksik kalan birkaç yeri tamamlamaya çalışıyor. Peki neden bu webtoon’u bu kadar sevdin derseniz, cevabım ana karakter yüzünden olacak.  Baş kahramanımız Taemin, önce babasının şiddetine dayanamayıp giden annesi, daha sonra da alkolik babası tarafından terk edilmiş, lise çağında bir genç. Okula gidemiyor çünkü part-time işlerde çalışıp babasından kalan borcu ödemeye çalışıyor. Birgün işten dönerken otobüs çarpıyor ve kendini, okulda zorbalık gören ve sonunda intihar eden Siwon’un bedeninde buluyor. Taemin’i sevme nedenim kesinlikle acıyıp sempati duymuş olmam değil çünkü Taemin böyle bir karakter değil. Bir şekilde hayata tutunmayı başarmış, vah benim başıma bunlar